Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ışık yaymak | emit light v. | ||
Planets don't emit light by themselves. Gezegenler kendiliğinden ışık yaymazlar. More Sentences |
||||
General | ışık yaymak | cast light v. | ||
General | ışık yaymak | give (out) light v. | ||
General | ışık yaymak | outshine [rare] v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | ışık yaymak | flare out v. | ||
Lighting | ||||
Lighting | ışık yaymak | luminesce v. | ||
Lighting | ışık yaymak | rutilate v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | sıvı, boya veya ışık yaymak | perfuse v. |
General | ışık gibi yaymak | shine v. |
General | (ışık, ateş, duman) yaymak | shoot v. |
Phrasals | ||
Phrasals | birinin/bir şeyin üzerine bir ışık, duman, renk yaymak | bathe someone or something in something v. |
Lighting | ||
Lighting | titreyerek ışık yaymak | winkle v. |
Archaic | ||
Archaic | dağınık ışık demetleri yaymak | glint v. |